
Fikret Sebilcioğlu, Ekonomist Dergisi’ne Sahte Diploma Skandalına İlişkin Röportaj Verdi.
CerebraCerebra Suistimal Önleme, İnceleme ve Uyum Yönetici Ortağı Fikret Sebilcioğlu, son dönemdeki sahte diploma vakalarının iş dünyası için yarattığı riskleri değerlendirdi.
17 Ağustos 2025 tarihinde Ekonomist Dergisi’nde yayımlanan röportajda, Cerebra Yönetici Ortağı Fikret Sebilcioğlu, Türkiye’de giderek artan sahte diploma ve belge sahteciliği vakalarını değerlendirdi. Belge güvenilirliğinin yalnızca işe alım süreçleri için değil, aynı zamanda kurumların finansal, operasyonel ve itibari güvenliği açısından da kritik bir risk faktörü olduğunu vurgulayan Sebilcioğlu, Cerebra’nın iç soruşturma ve kurumsal istihbarat deneyimlerinden yola çıkarak sahteciliğin boyutlarını, yaygın türlerini ve alınabilecek önlemleri aktardı.
Son günlere damgasını vuran sahte diploma skandalı sadece siyaseti değil, iş dünyasını da yakından ilgilendiriyor. Sahte belgelerle istihdam edilen bir çalışan maddi kayba neden olabilirken, şirketlerin itibarını da zedeleyebiliyor.
Türkiye’de son dönemde ortaya çıkan sahte diploma vakaları, şirketlerde de işe alım süreçlerinin güvenilirliğini tartışmaya açtı. Şirketler, doğru kişiyi işe almanın yanı sıra sunulan belgelerin doğruluğunu da garanti altına almak zorunda. Uzmanlar geçmişte daha çok bireysel girişimlerle sınırlı kalan sahte belge hazırlama sürecinin bugün organize hale geldiğine dikkat çekiyor. Dijital sistemlerin sunduğu kolaylıklar sahte belge riskini hem ölçek hem de karmaşıklık bakımından büyütmüş durumda.
Kurumsal istihbarat çalışmaları yapan, kurumlara işe alım süreçleri için raporlar hazırlayan Cerebra Suistimal Önleme, İnceleme ve Uyum Yönetici Ortağı Fikret Sebilcioğlu, Türkiye özelinde son yaşanan olayların dijital belge sistemlerinin de manipülasyona açık olduğunu net biçimde gösterdiğini söylüyor. Sebilcioğlu, e-devlet kayıtlarına sahte diplomaların işlenebilmesinin yalnızca bireysel suçluların değil, sistemin farklı noktalarındaki güvenlik açıklarının da suistimal edilebildiğini ortaya koyduğunu söylüyor.
Kapsamlı Bir İnceleme Gerekli
Bu durum şirketleri de alarma geçirmiş durumda. Sahte belgelerle istihdam edilen bir çalışanın performans eksikliği fark edilene kadar geçen sürede hem maddi kayıplar hem de telafisi zor itibar zararları ortaya çıkabildiğini belirten Sebilcioğlu, özellikle yönetici pozisyonlarda ve kritik sorumluluklarda bu riskin maliyetinin çok daha yüksek olabildiğine dikkat çekiyor.
Peki şirketler ne yapmalı? İnsan kaynakları departmanlarının işe alım sürecinde sunulan tüm belgelerin gerçekliğini sistematik biçimde doğrulaması büyük önem arz ediyor. Klasik özgeçmiş ve referans kontrollerinin ötesine geçen bir doğrulama olması gerektiğini belirten Sebilcioğlu, “Kapsamlı bir özgeçmiş ve personel araştırma (background check) süreci izlemek gerekiyor. Sürecin ilk adımı, diploma ve sertifikaların ilgili kurumlarla doğrudan teyidi, elektronik imza ve kayıtların resmi sistemler üzerinden kontrol edilmesi olmalı” diyor.
Sebilcioğlu’nun verdiği bilgilere göre, bunların yanı sıra adayın geçmiş iş deneyimlerinin doğruluğu, önceki işverenlerle iletişim kurularak görev, süre ve performans bilgilerinin teyit edilmesiyle sağlanmalı. Adayın kamuya açık dijital izleri ve profesyonel ağlardaki profilleri incelenerek tutarlılığı değerlendirilmeli. Adli sicil kaydı ve olası dava veya soruşturmalar araştırılmalı. Ayrıca adayın farklı şirketlerdeki hissedarlıkları, yönetici pozisyonları, olası çıkar çatışmaları ve iş etiğine ilişkin geçmiş uygulamaları da mutlaka incelenmeli.
“Bu gibi adımların ve çok daha fazlasının olduğu kapsamlı özgeçmiş ve personel araştırmaları, yalnızca sahtecilik riskini en aza indirmekle kalmaz; aynı zamanda adil ve güvenilir bir işe alım süreci de oluşturur” diyen Sebilcioğlu, bu yaklaşımın şirket içinde etik değerlerin güçlenmesine, dürüst iş yapma kültürünün gelişmesine ve suistimal risklerinin azaltılmasına da önemli katkı sunacağına dikkat çekiyor.
Hem Fiziksel Hem Dijital Belge Tehlikede
Merkezi ABD’de bulunan Sertifikalı Suistimal İnceleme Uzmanları Derneği’nin (ACFE) 2024 raporuna göre, suistimal vakalarında faillerin en sık başvurduğu yöntemler arasında fiziksel belge sahteciliği ilk sıralarda yer alıyor. Vakaların yüzde 41’inde tamamen sahte belgeler üretilirken, yüzde 37’sinde mevcut belgeler üzerinde değişiklik yapıldığına dikkat çekiliyor. Dijitalleşme artmasına rağmen, vakaların yüzde 31’inde sahte yeni elektronik belgeler oluşturulduğu, yüzde 28’inde ise mevcut dijital belgeler üzerinde değişiklik yapıldığı kaydediliyor.