Ne yazık ki evet. Şirketlerin danışmanlık adı altında yaptığı bazı ödemeler, aslında etik dışı amaçlarla kullanılan bir perdeleme yöntemi olabilir. Özellikle şeffaf olmayan sözleşmeler, belirsiz hizmet tanımları veya piyasa değerinin çok üzerinde belirlenen danışmanlık ücretleri, bu ödemelerin arkasında başka bir gerçeğin olabileceğini düşündürür.
Bu tür ödemeler gerçekleşirse, şirket farkında olmadan rüşvet, yolsuzluk veya kara para aklama gibi ağır suçların parçası haline gelebilir.
Danışmanlık hizmetleri üzerinden doğabilecek yolsuzluk ve rüşvet risklerini önlemenin yolu, güçlü iç kontrol mekanizmaları ve şeffaf süreçlerden geçer. Öncelikle tüm danışmanlık sözleşmeleri net, ölçülebilir ve doğrulanabilir şekilde hazırlanmalıdır. Danışman seçiminde şeffaf bir onay süreci işletilmeli, tek kişi veya kurum odaklı yönlendirmeler engellenmelidir. Ödemeler piyasa koşullarıyla karşılaştırılmalı, destekleyici rapor ve belgeler olmadan fatura ödemeleri yapılmamalıdır. Ayrıca ödemelerin gittiği hesapların meşruiyeti kontrol edilmeli, riskli ülke veya vergi cennetlerine yönlendirmeler titizlikle incelenmelidir. Çalışanların bu tür riskler konusunda farkındalığının artırılması ve düzenli denetimlerin yapılması da bu alanda oluşabilecek etik ihlalleri ve usulsüzlükleri büyük ölçüde önleyecektir.
Cerebra, danışmanlık ödemeleri gibi yüksek riskli alanlarda hem proaktif hem de reaktif destek sunar. Kurumsal istihbarat ve due diligence çalışmalarıyla danışmanların geçmişini ve itibarını analiz eder, şüpheli ilişkileri ortaya çıkarır. Adli muhasebe, veri analizi ve iç soruşturmalar yoluyla gizli ödeme akışlarını tespit eder. Ayrıca, şirketlerin iç kontrol ve uyum mekanizmalarını güçlendirerek risklerin etkin şekilde yönetilmesine ve olası sorunların ortaya çıkmadan önlenmesine katkı sağlar.
Şunu bilmeliyiz ki, makul görünen bir danışmanlık ödemesi aslında gizlenen bir rüşvetin paravanı olabilir.