Rüşvetin aktifi pasifi mi olur dediğinizi duyar gibiyiz. O zaman gelin bu sorunun önemini ve etkilerini daha iyi kavrayabilmek için, bir ihale sürecinde olası rüşvet durumlarını canlandıran bir senaryo üzerinden ilerleyelim.
Civenta Innovations, Türkiye’nin önde gelen şehir hastanelerinden birine, hastane yönetim sistemi yazılımını satmak istiyor. Bu ihale kazanılırsa, şirketin yıllık cirosunda kritik bir paya sahip olacak. Satış müdürü Merve Hanım, ekibiyle birlikte ihaleyi kazanmanın yollarını tartışıyor. Rekabetten dolayı normal yollarla bu ihaleyi kazanmalarının zor olduğunun farkına varıyorlar. Akıllarına zekice bir fikir geliyor: “Komite üyelerine cazip bir teklif sunabiliriz.”
Merve Hanım, ihale komitesindeki Berke Bey ile özel bir toplantı ayarlıyor. Görüşmede şöyle diyor:
“Eğer Civenta Innovations ihaleyi kazanırsa, size özel bir ikramiye ve yurt dışında tatil paketi hediye edebiliriz. Ayrıca, Civenta Innovations ile iş birliğiniz size uzun vadede ek avantajlar da sağlayacak.”
Avantaj sağlamak amacıyla Civenta Innovations tarafından yapılan yasa dışı teklif aktif rüşvettir.
Berke Bey toplantıdan sonra akşam eve dönerken teklifi kafasında tartıyor. “Bunu kabul etsem sorun olur mu? Ama teklif çok cazip, aileme de iyi bir imkân sağlıyor…” diye aklından geçiriyor. Günler süren içsel çatışmanın ardından, sonunda teklifi kabul etmeye karar veriyor.
Berke Bey’in avantaj elde etmek amacıyla Civenta Innovations’dan menfaat elde etmesi pasif rüşvettir.
Civenta Innovations’ın rüşvet vermesi suç olsa da, kabul edenin davranışı olmadan suistimal gerçekleşmezdi.
Aktif ve pasif rüşvet arasındaki fark, sadece suçun hangi tarafta başladığını gösterir.
Rüşvet, yalnızca yasa dışı bir eylem değildir. Aynı zamanda şirketin itibarı, finansal durumunu ve çalışanların kariyerleri üzerinde ciddi riskler yaratır. Bu nedenle şirketler, “kazanç uğruna her yol mubahtır” anlayışını reddederek etik kültürü güçlendirmeli ve çalışanlarını rüşvet konularında bilinçlendirmelidir.
Ayrıca bu senaryo, iş dünyasında rüşvetin nasıl karmaşık ve kişisel çatışmalarla dolu olabileceğini gösteriyor. Aktif ve pasif rüşvetin farkını, gerçek bir iş ortamındaki karar ve etik ikilemler üzerinden anlatmak, çalışanlara ve yöneticilere somut bir farkındalık kazandırır.
Aktif ve pasif rüşvet, aynı zamanda iş dünyasında daha derin ve karmaşık bir gerçeği de ortaya koyar. Şirketler hem çalışanlarını hem de iş birliği yapacakları üçüncü tarafları seçerken büyük titizlik göstermeli, kişi ve şirketler hakkında detaylı bilgi sahibi olduktan sonra iş kararlarını almalıdır.
Cerebra, öncelikle şirketlerin iç kontrol sistemlerini tasarlayarak rüşvet ve yolsuzluk risklerini minimize eder. Bu sistemler hem çalışanların hem de iş birliği yapılacak üçüncü tarafların titizlikle seçilmesini, süreçlerin şeffaf ve izlenebilir olmasını sağlar.
Somut bir şüphe veya ihlal durumunda ise Cerebra, adli inceleme, kurumsal istihbarat, elektronik veri incelemesi ve personel görüşmeleri gibi çok yönlü yöntemlerle derinlemesine soruşturma yürütür. Bu sayede şirketler, olayın gerçek boyutunu hızlı ve güvenilir bir şekilde ortaya çıkarabilir hem hukuki hem de operasyonel riskleri kontrol altına alabilir.