Gündem

MASAK’tan Finansal Şeffaflığa ve Hesap Verebilirliğe Güçlü Dokunuş 

Fikret Sebilcioğlu
Makale

MASAK’ın Suç Gelirlerinin Aklanması ve Terörizmin Finansmanının Önlenmesi ile Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadeleye İlişkin Şeffaflık Hamlesi ve Şirket İçi Suistimaller Üzerindeki Etkileri  

Mali Suçları Araştırma Kurulu’nun (MASAK) 1 Ağustos 2025 tarihinde yayımladığı taslak Genel Tebliğ Sıra No: 31, finansal sistemde şeffaflık ve hesap verebilirliği artırmayı hedefleyen önemli bir adım olarak karşımıza çıkıyor. Kara para aklama ve terörizmin finansmanıyla mücadelede Türkiye’nin FATF (Financial Action Task Force) standartlarına uyumunun güçlendirilmesi ve ulusal/uluslararası yükümlülüklere etkin şekilde riayet edilmesi amacıyla yayımlanan bu tebliğ, yalnızca bankalar ve finansal kurumları değil, özel sektör şirketlerini ve şirket içi suistimal risklerini de doğrudan ilgilendiriyor. 

Bu yazımızda, tebliğin getirdiği yeni yükümlülükleri ve bu yükümlülüklerin şirket içi suistimal risklerine nasıl etki edeceğini ele alacağız. 

Tebliğ Ne Getiriyor? Limitler, Zorunluluklar ve Yaptırımlar 

Tebliğin temel amacı; yüksek tutarlı finansal işlemlerde işlem amacının net olarak beyan edilmesini sağlamak ve kayıt dışı para hareketlerini engellemektir. Bu kapsamda getirilen başlıca düzenlemeler şunlardır: 

  • 200.000 TL – 2.000.000 TL arasındaki nakit ve para transferlerinde işlem açıklaması belirtmek zorunlu hale getirildi. Açıklama alanına en az 20 karakterlik açıklama yazılması şart koşuldu. 
  • 2.000.000 TL – 20.000.000 TL arasındaki işlemler için Nakit İşlem Beyan Formu doldurulacak. 
  • 20.000.000 TL üzerindeki işlemlerde ise Nakit Işlem Beyan Formuna ek olarak detaylı belge ve açıklamalarla gerekçelendirme yapılması gerekiyor. 

Bu düzenlemelere uymayan yükümlülere 5549 sayılı Kanun kapsamında idari yaptırımlar uygulanacak. Ayrıca MASAK, işlem tutarından bağımsız olarak şüpheli gördüğü her işlem için detaylı belge ve bilgi talep edebilecek. 

Kaçamak Açıklamalar Dönemi Bitiyor 

Müşterilerin, belirsiz ve yoruma açık açıklamalarla işlem yapma alanı daralıyor. Geçmişte “diğer”, “bireysel ödeme” gibi genel geçer ifadelerle yapılan işlemler, işlemin gerçek mahiyetini saklamaya uygun bir alan yaratıyordu. Bu tür açıklamalar, işlemi onaylayan ya da izleyen kişilerin “işlemin arkasındaki gerçeği sorgulamadan” süreci ilerletmesine yol açıyordu. MASAK’ın getirdiği somut açıklama zorunluluğu, artık müşterilerin bu tür kaçamak ifadelerle işlem yapmasını engelliyor. Bu sayede işlem süreçleri daha şeffaf, açık ve denetlenebilir hale geliyor. 

Peki, Bu Tebliğ Şirket İçi Suistimalleri Nasıl Etkileyecek? 

MASAK’ın bu tebliği, yalnızca dış kaynaklı kara para aklama faaliyetlerine karşı değil, şirketlerin kendi içindeki finansal suistimal risklerine karşı da güçlü bir savunma hattı oluşturabilir. İşte olası etkileri: 

  1. Çalışanların Suistimal Alanları Daralıyor

Şirket içi suistimallerde sıkça karşılaşılan yöntemlerden biri, yüksek meblağlı banka transferlerinin açıklamasız veya belirsiz amaçlarla gerçekleştirilmesidir. Özellikle hayali tedarikçi ödemeleri ve gizli komisyonlar bu yöntemlerle gizlenebilir. Ancak yeni düzenleme ile artık bu tür işlemler için açık bir gerekçe ve detaylı açıklama sunulması zorunlu hale geliyor. Bu durum, çalışanların bu yöntemle suistimal yapmalarını önemli ölçüde zorlaştırabilir. 

  1. İç Kontrol ve Denetim Süreçleri Şeffaflaşacak

Bu Tebliğ, finansal işlemler üzerinde anlamlı açıklama ve belgelendirme zorunluluğu getirerek şirketlerin iç kontrol ve denetim süreçlerini daha güçlü ve proaktif hale getiriyor. Bu zorunluluklar, özellikle mali işler, muhasebe, finans ve iç denetim departmanlarının işleyişinde köklü değişikliklere yol açabilecek. 

Anlık İzleme ve Proaktif Kontrol: Mali işler ve muhasebe departmanları, artık yalnızca “tutar” bazlı kontrol yapmayacak, her işlem için neden ve ne amaçla yapıldığına ilişkin açıklamalara bakarak işlemleri gerçek zamanlı analiz edebilecek. Bu sayede, “rutin görünen ama aslında olağandışı” işlemler erken aşamada fark edilecek. 

İç Denetim Süreçleri “Dokümantasyon Bazlı” Güçlenecek: İç denetim birimleri, artık incelemelerinde sadece muhasebe fişlerine ve banka dekontlarına değil, işlem beyanlarına ve açıklamalarına da odaklanacak. Tebliğ ile gelen Nakit İşlem Beyan Formları, denetim sırasında ve iç soruşturmalarda suistimal risklerini analiz edebilecekleri yeni bir veri kaynağı haline gelecek. İç denetçiler, hangi işlemlerde genel-geçer açıklamalar tercih edildiğini, hangi işlemlerin iş modeliyle uyumlu olmadığını çok daha hızlı tespit edebilecek. 

İşlem Akışında Sorumluluk Zinciri Oluşacak: Artık her bir işlem için ilgili departmanların (finans, muhasebe), işlemi onaylayan yöneticilerin ve işlem sahibinin süreç üzerindeki sorumluluğu daha belirgin hale geliyor. Bu durum, işlemlerde kayıtsız onay süreçlerinin sona ermesi ve herkesin “neden onayladığını” açıklayabileceği bir şeffaflık kültürünün gelişmesini sağlayacak. 

İç Kontrol Sistemlerinin Teknolojik Altyapıya Dayalı Güçlenmesi: Bu süreç, ERP sistemlerinde otomatik kontrol ve uyarı mekanizmalarının devreye alınmasını gerektirecek. Örneğin, açıklama alanı yetersiz olan işlemler otomatik olarak bloke edilecek veya işlem onaya düşmeden gerçekleştirilemeyecek. Sistem, belirlenen kriterlere göre şüpheli işlemleri anında iç denetime bildirebilecek. 

Suistimal Riskleri Anomali Bazlı İncelenecek: Artık denetimler, “bu işlem olağan mı, açıklaması yeterli mi?” sorusu üzerinden anomali tespitine odaklanabilecek. Bu da “arka planda dönen” suistimalleri yalnızca sonuçtan değil, suistimal daha işlem gerçekleşmeden veya işlem süreci esnasında fark edilmesine olanak tanıyacak. 

  1. Yöneticilerin Onay Mekanizmaları Sıkılaşacak

Suistimal vakalarının önemli bir bölümü, yöneticilerin yetkilerini kötüye kullanması veya göz ardı etmesi sonucu gerçekleşiyor. Ancak yüksek tutarlı işlemlerde yöneticilerin imza süreçleri, artık belge ve açıklamalarla birlikte şeffaf bir şekilde denetlenecek. Bu da yönetici suistimallerine karşı caydırıcı bir unsur olacak. 

  1. Uyum Departmanlarının Rolü Daha Kritik Hale Gelecek

Compliance (uyum) ekipleri, MASAK’a yapılacak şüpheli işlem bildirimlerini artık yalnızca tutar bazında değil, işlem açıklamaları, işlem sıklığı ve profil uyumsuzluğu gibi detaylarla analiz ederek gerçekleştirecek. Bu da şirket içinde şüpheli işlemleri daha hızlı tespit etme ve önleme kapasitesini artıracak. 

Sonuç: Sadece Bir Tebliğ Değil, Bir Fırsat! 

1 Ocak 2026 tarihinde yürürlüğe girmesi planlanan bu tebliğ, yalnızca düzenleyici bir yükümlülük getirmekle kalmıyor; şirketlere finansal işlemlerinde şeffaflık sağlama, iç suistimal risklerini erken aşamada tespit edebilme ve iç kontrol sistemlerini daha etkin hale getirme fırsatı sunuyor. Özellikle yüksek tutarlı işlemlerde gerekçelendirme zorunluluğu, kayıt dışı hareketlerin görünür hale gelmesini sağlarken; iç denetim ve uyum süreçlerini de proaktif bir yapıya dönüştürecek. 

Ancak bu fırsatın gerçek bir savunma hattına dönüşmesi için: 

  • Şirketlerin iç kontrol prosedürlerini bu tebliğe uyumlu hale getirmesi, 
  • Çalışanlara açıklama beyanı ve suistimal farkındalığı konusunda eğitimler verilmesi, 
  • Teknolojik altyapıların geliştirilerek işlemlerin anlık izlenmesi sağlanması gerekmektedir. 

MASAK’ın şeffaflık odaklı bu hamlesi, finansal suçlarla mücadelede önemli bir adımdır. Çünkü finansal suçlara karşı güçlü durmanın yolu, her işlemi görünür kılmaktan geçer; açıklanmayan her işlem ise suistimal için bir risktir. 

Cerebra olarak, suistimal risklerini yönetmek ve şeffaflığı artırmak isteyen kurumlara, uyumlu süreç tasarımı, iç kontrol sistemleri ve iç soruşturma desteğiyle her adımda yanlarında olmaya devam edeceğiz. 

Öne Çıkanlar