Gündem

Karanlıkta mıyız? Yoksa Yeni Bir Başlangıcın Eşiğinde mi?

Cerebra
Makale

Bu yazı, 9 Aralık – Uluslararası Yolsuzlukla Mücadele Günü vesilesiyle, Türkiye’de yolsuzlukla mücadelenin zorluklarını, etik liderliğin önemini ve karanlık dönemlerde bile kurumların ve toplumun ışığı yeniden ortaya çıkarma gücünü ele alıyor. Artan suistimal riskleri ve şeffaflık ihtiyacını odağa alarak kurumlara güçlü bir etik ve uyum perspektifi sunuyor.

İçinde bulunduğumuz coğrafyada iş dünyasında, kamuda ve toplumun her katmanında yolsuzluk tartışmaları giderek daha görünür hâle geliyor. Ekonomide yaşanan zorluklar, insanların güven kaybı, belirsizlikler artık neredeyse hayatın bir parçası gibi. Tüm bunlar, iş dünyasında yolsuzluk algısını keskinleştiriyor, hem de bu risklerle mücadele eden profesyonellerin omzuna daha fazla yük bindiriyor.

Çoğu zaman sahada çalışan dürüst yöneticiler ve etik, uyum, iç denetim ve suistimal inceleme profesyonelleri kendilerini bir karanlığın içinde yol arıyormuş gibi hissedebiliyor.

Bu his gerçek. Çünkü coğrafyamızın karşı karşıya olduğu riskler gerçek. Ama hikâyenin tamamı bu değil.

Karanlık Sadece Yön Bulmayı Zorlaştırır, İlerlemeyi Değil

Yolsuzlukla mücadele edenler, en zor dönemlerin en fazla çabanın gerektiği dönemler olduğunu bilir. Raporlar, soruşturmalar, ispat yükü, dirençle karşılaşma, yalnızlaşma hissi…

Bunların hepsi işin doğal parçasıdır.

Ancak karanlık, aynı zamanda bir gerçeği de hatırlatır:
Işık azaldığında belirsizlikler büyür, ama bu, ışığın olmadığı anlamına gelmez.

Zor Dönemden Geçerken Bile Umut İçin Çok Neden Var

Bugün şirketlerde suistimalin arttığından, kamuda yolsuzluk algısının yükseldiğinden, insanların daha fazla ekonomik baskı altında olduğundan söz ediyoruz. Evet, tablo kolay değil. Ama tablo hiçbir zaman sadece karanlıktan ibaret değildir.

Bu coğrafyada:

  • Etik ilkelerle yönetilen şirketler var.
  • Gerçekten şeffaflığı ve hesap verebilirliği önemseyen ve işini bu doğrultuda yapan liderler ve yöneticiler var.
  • Yolsuzluğa karşı sesini yükselten genç bir jenerasyon geliyor.
  • Şeffaflık talep eden bir toplum yükseliyor.
  • Ve her gün sessizce çalışan sayısız etik ve uyum yöneticisi, iç denetçi, suistimal inceleme uzmanı gibi dürüst profesyoneller var.

Yolsuzluk, Sadece Kurumların Değil, Bütün Bir Toplumun Meselesidir

Yolsuzluk çoğu zaman yalnızca kurumların iç meselesiymiş gibi görülür. Oysa etkisi çok daha geniştir. Bir yerde yolsuzluk ortaya çıktığında bedeli sadece şirketler ödemez; toplumun tamamı bu karanlığı hisseder.

Adil rekabet zedelenir, fırsatlar azalır, insanların “emek verirsem başarırım” inancı karanlığa gömülür.

Kurumların kaybettiği her kuruş, aslında toplumun üzerinde bir yük olarak birikir. Bu açıdan bakıldığında, yolsuzluk yalnızca bir kurum içisorun değil; ışığı azaltan, güveni aşındıran, toplumsal yapıyı sessizce yıpratan bir sorundur.

Bu nedenle yolsuzlukla mücadele teknik bir süreçten ibaret değildir. Toplumun her bireyinin yaşam kalitesine, geleceğe duyduğu güvene ve hepimizin ortak ışığı olan adalet duygusuna dokunan, kolektif bir meseledir. Karanlığın büyüdüğü yerde ışığı yeniden ortaya çıkaracak olan da, kurumların da ötesinde, toplumun gösterdiği iradedir.

Peki Karanlıktayız Diye Olduğumuz Yerde mi Kalmalıyız?

Hayır, tam tersine. Karanlık dönemler, etik liderlik için en büyük fırsattır.

Kurum içi kontrolleri güçlendirmek, iç denetimi sadece “kutucuk işaretleyen” bir fonksiyon olmaktan çıkarıp gerçekten stratejik bir akla dönüştürmek.

Çalışanların seslerini yükseltebildiği, soru sorabildiği ve şüphe duyduğunda kendini yalnız hissetmediği bir kültür yaratmak.

Suistimali önlemeyi bir maliyet kalemi olarak değil, kurumun dayanıklılığını artıran, geleceğini koruyan bir yatırım olarak görmek.

İşte karanlık dönemlerde fark yaratan tam da bu adımlardır.
Bunların hepsi yapılabilir, üstelik hemen bugün.

Son Söz

Yolsuzluk gündemimizdeki en önemli sorunlardan biri ve yolsuzlukla mücadele kolay değil. Ama etik, şeffaflık ve dürüstlük hiçbir zaman kolay zamanların işi değildir.

Bu yüzden bu yıl 9 Aralık’ta kendimize şunu sormalıyız:

Gerçekten karanlıkta mıyız, yoksa yeni bir başlangıcın eşiğinde mi?

Ve unutmamak gerekir ki:

Bazen karanlık bir yerdeyken gömüldüğünü düşünürsün; aslında ekilmişsindir.

* Anonim bir alıntı.

Öne Çıkanlar